12 Aralık 2012 Çarşamba

SESSİZ GEMİ





  Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
  Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
  Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
  Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
  Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
  Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
  Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
  Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
  Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
  Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
  Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
  Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

    
                        Yahya Kemal BEYATLI
 

10 Kasım 2012 Cumartesi

10 KASIM





Mustafa Kemal'i Düşünüyorum


Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri...



Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi.



Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyorlar zaferden zafere...



Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı!
Yine bizimle beraber her yerde.
Yaşıyor dört köşesinde vatanın
Yaşıyor damar damar yüreklerde.



Mustafa Kemal'i düşünüyorum:
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.
Uykularıma giriyor her gece.
Elllerinden öpüyorum.



Ümit  Yaşar  Oğuzcan



29 Ekim 2012 Pazartesi

ATATÜRK VE CUMHURİYET








ATATÜRK VE CUMHURİYET

Baş eğmişken önünde altı asır her zorluk,
Göçtü bir çınar gibi koca imparatorluk!..
Çatırdattı bu göçüş göklerini vatanın,
Duyunca silkindi Türk narasını "Ata"nın!...

Haykırdı kadın, erkek: "İhtilâl var, ihtilâl"!
Çiğnenemez yerlerde mübarek, şanlı hilâl...
Alev alev bayrağım kızıllıklarda yandı,
Bütün millet "Kemal"in etrafında toplandı!..

Dönünce yurt ananın gözleri bir pınara
Can verdi ulu tanrım bu devrilen çınara!..
Saldı o yeniden kök, filiz, gövde, dal budak:
Irkının şahlanışı ısırttı "Garb"a dudak!..

Çekince Mehmetçik'ler kılıçları kınından,
Göl göl oldu her taraf korkak düşman kanından!
Birleşti siperlerde gazilerle, şehitler,
Yeni bir düzen verdi dünyaya koç yiğitler!..

Dile gelince otuz asırlık şanlı mazi,
Türk'ün kara bahtını ağarttı "Büyük Gazi"!..
Son verip bu cenkte biz binbir kötü niyete,
Kavuştuk sevgilimiz: İstiklâl, hürriyetle!..

Değildir zindan artık bize Anadolu'muz,
Cumhuriyet nuruyla aydınlandı yolumuz!..
Onun kutsal sevgisi taşıyor içimizden,
Gökler dolusu selâm, ölmez "Ata"ya bizden!..

Cemal Oğuz ÖCAL

15 Eylül 2012 Cumartesi

SONBAHAR




SONBAHAR

Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ;
Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ.
Yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir;
Günler hazinleşir, geceler uhrevîleşir;
Teşrinlerin bu hüznü geçer tâ iliklere.
Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere.
Dünyânın ufku, gözlere gittikçe târ olur,
Her gün sürüklenip yaşamak rûha bâr olur.
İnsan duyar yerin dile gelmiş sükûtunu;
Bir başka mûsıkîye geçiş farzeder bunu;
Teslîm olunca va'desi gelmiş zevâline,
Benzer cihâna gelmeden evvelki hâline.

Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya,
Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya,
Duymaz bu ânda taş gibi kalbinde bir sızı:
Farketmez anne toprak ölüm mâceramızı.


Yahya Kemal BEYATLI





13 Eylül 2012 Perşembe

EYLÜL






    BEN EYLÜL SEN HAZİRAN

Bir eylüldü başlayan içimde

Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar



Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım



Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde



Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık



Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara  




ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN




27 Ağustos 2012 Pazartesi

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR







Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var

Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi 
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten 
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği 

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne 
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa 
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır 
Kopmaz kökler salmaktır oraya 

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını 
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin 
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara 
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin 

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine 
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına 
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın 
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına 

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar 
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın 
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu 
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın 

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle 
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı 
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına 
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: 
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına 
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır 
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.




ATAOL BEHRAMOĞLU

24 Ağustos 2012 Cuma




BEDAVA


Bedava yaşıyoruz, bedava;  

Hava bedava, bulut bedava;  
Dere tepe bedava;  
Yağmur çamur bedava;  
Otomobillerin dışı,  
Sinemaların kapısı,  
Camekanlar bedava;  
Peynir ekmek değil ama   
Acı su bedava;  
Kelle fiyatına hürriyet,  
Esirlik bedava;  
Bedava yaşıyoruz, bedava.


Orhan Veli Kanık





23 Ağustos 2012 Perşembe





Ağlama

Ağlama, gözleri kızarmış çocuk!
Tek damla yaşın düşmesin yere.
Bak, tek güzelliğimiz yokluk,
Sana bir öğüt; ağlama boş yere.


Ne olursa olsun hiçbir şey değmez,
Senin bir damla gözyaşına.
Ağlayana kimse boyun eğmez.
Kimse bakmaz kimsenin yaşına.



Ne kadar kötülük, pislik varsa;
Sen herşeyi tertemiz öğren.
Eğer yüzüne gözyaşı yağarsa;
Seni garip sanır her gören.



Ağlama sakın çocuk, ağlama!
Korkmayana zarar gelmez, bunu bil.
Sevgini hep söyle, sakın saklama.
Aklından korkuyu, gözünden yaşı sil.

Ahmet Hamdi Tanpınar




21 Ağustos 2012 Salı



GECE NÖBETİ







Daha az seviyorum seni.. 
Giderek daha az.. 
Unutur gibi seviyorum.. 
Azala azala.. 
Aramızdaki uzaklığın karanlığında.. 

Geceler kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca.. 
Daha az seviyorum seni.. 
Kendini iyileştiren bir yara gibi.. 
Daha az.. 
Ve zamanla.. 

Sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini.. 
Uzak dağ kışlalarında.. 
Görmüyoruz birbirimizi.. 
Usul usul sis iniyor.. 
Kopmuş yollara.. 
Işığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin.. 
Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda.. 
Sevgilim sevgilim 
Yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin 
Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da.. 

Artık daha az seviyorum seni.. 
Unutur gibi..ölür gibi daha az.. 
Yeniden ödetiyorum kendime 
Onca aşkın öğretemediğini.. 
Kolay değildi.. 
Yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben.. 
Kaç acı birden imtihan etti beni.. 
Bir tek gece vardır insanın hayatında.. 
Ömür boyu sürer nöbeti.. 
Bu da öyleydi.. 
İyi ol.. 
Sağ ol.. 
Uzak ol.. 
Ama bir daha görme beni..



MURATHAN MUNGAN

18 Ağustos 2012 Cumartesi

HAYAT BAYRAM OLSA




Şu dünyadaki en mutlu kişi
Mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi
Sevmeyi bilendir
Şu dünyadaki en güçlü kişi
Güçlükten gelendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir

Bütün dünya buna inansa
Bir inansa hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa
Birlik olsa
Uzansak sonsuza

Şu dünyadaki en olgun kişi
Acıya gülendir
Şu dünyadaki en zengin kişi
Gönül fethedendir
Şu dünyadaki en üstün kişi
İnsanı sevendir
Şu dünyadaki en soylu kişi
İnsafa gelendir